NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
88 - (1029) حدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا حفص
(يعني ابن
غياث) عن
هشام، عن
فاطمة بنت
المنذر، عن
أسماء بنت أبي
بكر رضي الله
عنها. قالت:
قال لي رسول
الله صلى الله
عليه وسلم: "أنفقى
(أو انضحي، أو
انفحي) ولا تحصي، فيحصي
الله عليك".
{88}
Bize Ebû Bekir b. Ebî
Şeybe rivayet etti. (Dediki): Bize Hafs yâni İbni Gıyâs, Hişâm'dan, o da Fâtıme
binti Münzir'den, o da Esma binti Ebî Bekir (Radiyallahu anh)'dan naklen
rivayet etti. Esma' şöyle demiş: Bana, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem):
İnfâk et —yahut dök,
yahut ver— cimrilik etme ki Allah da sana rızkını esirgemesin.» buyurdular.
(1029) وحدثنا
عمرو الناقد
وزهير بن حرب
وإسحاق بن إبراهيم.
جميعا عن أبي
معاوية. قال
زهير: حدثنا
محمد بن خازم.
حدثنا هشام بن
عروة عن عباد
بن حمزة، وعن
فاطمة بنت المنذر،
عن أسماء.
قالت: قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: "انفحي
(أو انضحي، أو
أنفقي) ولا تحصي. فيحصي
الله عليك.
ولا
توعي فيوعي
الله عليك ".
{…}
Bize Amru'n-Nâkıd ile
Züheyr b. Harb ve îshâk b. İbrâhîm hep birden Ebû Muâviye'den rivayet ettiler.
Züheyr (Dediki): Bize Muhammed b. Hâzim rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm b.
Urve, Abbâd b. Hamza ile Fâtime binti Münzir'den, Fâtıme de Esma' dan naklen
rivayet etti. Esma şöyle demiş: Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Ver —yahut dök, yahut
infâk et— cîmrrlik etme ki Allah da sana olan nimetlerini esirgemesin. Malının
fazlasını saklama kî Allah da fazl-u keremini senden menetmesin.» buyurdular.
(1029) وحدثنا
ابن نمير.
حدثنا محمد بن
بشر. حدثنا هشام
عن عباد بن
حمزة، عن
أسماء ؛ أن
النبي صلى الله
عليه وسلم قال
لها نحو
حديثهم.
{…}
Bize îbni Numeyr rivayet
etti. (Dediki): Bize Muhammed b. Bişr rivayet etti. (Dediki): Bize Hişâm, Abbâd
b. Hamza'dan, o da Esmâ'dan naklen rivayet etti ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
kendisine yukarıdakilerin hadîsi gibi beyânda bulunmuş.
89 - (1029) وحدثني
محمد بن حاتم
وهارون بن
عبدالله.
قالا: حدثنا
حجاج بن محمد.
قال: قال ابن
جريج: أخبرني ابن
أبي مليكة ؛
أن عباد بن
عبدالله بن
الزبير أخبره
عن أسماء بنت
أبي بكر ؛
أنها جاءت النبي
صلى الله عليه
وسلم. فقالت:
يا
نبي الله ! ليس
لي شيء إلا ما
أدخل على
الزبير. فهل
على جناح أن
أرضخ مما يدخل
على ؟ فقال "ارضخي
ما استطعت.
ولا
توعي فيوعي
الله عليك".
{89}
Bana Muhammed b. Hatim
ile Hârûn b. Abdillâh rivayet ettiler.
(Dediler ki): Bize Haccâc b. Muhammed rivayet etti. (Dediki): ibni
Cüreyc şunu söyledi: Bana îbni Ebî Müleyke haber verdi, ona da Abbâd b.
Abdillâh b. Zübeyr, Esma binti Ebi Bekir'den naklen haber vermiş ki, Esma',
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e gelerek:
— «Yâ Nebiyullah! Zübeyr'in bana getirdiği
şeylerden başka hiç bir şeyim yok. Onun bana getirdiklerinden bir parça infâk
etsem bana bir günah var mıdır?» demiş-, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem):
— «Gücünün yettiğİ kadar infâkta bulun. Malının
fazlasını saklama ki Allah da sana fazl-u ihsanını kesmesin.» buyurmuşlar.
İzah:
Bu hadisi Buhârî
Kitâbu'l-Hîbe»'de tahrîc etmiştir.
Hadis-i şerif Ebû
Dâvûd, Tirmizî Nesâî'nin «Sahih»'lerinde de mevcuttur.
Tirmizi onun sahih
olduğunu söylemiştir.
Hz. Esma, Resulullah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kendisine «Enfikî» mi, yoksa «indahî» veya
«infahiy» mi? buyurduğunda şekketmiştir. Bu kelimelerden birincisinin mânâsı:
Başkasına nafaka ver; ikincinin mânâsı: Atıyye ve bahşiş ver; demektir.
«Nadh»: Suyu dökmek, mânâsına
gelir. Burada ondan bu mânâ kastedilmiş olması muhtemeldir.
«Nefh» dahî: Atıyye ve
bahşiş, mânâsına geldiğinden «Nadh»'in ondan daha beliğ olmak üzere su döker
gibi harcamak mânâsına kullanılmış olması ibareye daha münâsibdir.
«îhsâ'»: Bir şey'i
hatalı şekilde sayıp dökmektir. Burada ondan murad: Geriye bırakmak ve
biriktirmek için saymak, Allah yolunda sarfetmemektir. cümlesinin asıl mânâsı:
«Fazla malını biriktirme ki Allah da sana fazlını biriktirmesin.» demekse de,
biriktirmenin ve sayıp tutmanın hakikati Allah Teâlâ'ya nisbetle muhal
olduğundan -Allah da sana olan nimetlerini esirgemesin.» şeklinde te'vil
edilmiştir.
«Radh»; Az bir şey
vermek, demektir.
İmam Nevevî: *Bu
hadisin mânâsı: Tâat hususunda mal sarfına teşvik, malı elinde tutarak cimrilik
göstermekten ve malı kapta biriktirmekten nehiydir.» diyor.
Hz, Esma «Zübeyr'in
bana getirdiği şeylerden başka hiç bir şeyim yok.» demekle kocasının kendisine
mülk olarak verdiği şeyleri anlatmak istemiştir. Resulullah (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) ise sadaka vermesini emir buyurmuş, kocasından izin istemesine lüzum
görmemiştir.
Nevevi diyor ki:
«Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in, Hz. Esmâ'ya (Gücünün yettiği
kadar infâkta bulun.) buyurması Zübeyr’in razı olacağı miktarda infâk et manasınadır.
Bu cümlenin takdiri şudur: Senin için azar azar infâk hususunda birbirinden
farklı mubah olan dereceler vardır. Zübeyr bunların hepsine razı olur.
Binâenaleyh sen bu derecelerin en yükseğini yap yahut kendi mülkünden infâkta
bulun.